Geleceği düşünürken bugünü karartmamalıyız. An bizim için ezelden ebediyete kadar uzanan yolda en sağlam dayanağımızdır. Her zaman iyi - kötü arasında yaşadığımız olaylar gibi bizimle büyüyen bir çınardır yaşamak. Yaşamanın bir diğer açıklaması da başımıza gelen felaketleri lehimize çevirmek, dertlerimizin içinde dermanı bulmak, karanlığımıza mum yakmaktır.
İnsanoğlu kendisi ile ne kadar barışık olursa çevresine karşıda o derece rahat olur. İçinde beslemediğin bir kötülüğe, hasetliğe dışarıdan maruz kalmakta yeni bir güçtür. Yılmadığımız her an bir basamak daha yukarı çıkarız. Her insanın duygu ve hisleri farklıdır, bu yüzden mahlukatın en mucizevi yaratığı insanoğludur. Aynı dili konuşanlar anlaşamayabilirler ama aynı hisleri paylaşanların yürekleri bir atar.
“Kalbime girmeden beynimde işin ne?” sorusu hasıl olan bu neticeler üzerine doğar. Öylesine büyük öylesine derin bir yerdir ki yüreğimiz, ölenleri de oraya gömeriz taşa toprağa gerek kalmadan, gömdüklerimizi de yaşatırız orada. Zaten yaşarken var oluşlarıyla bizi canlandıran herkesin bir evi vardır yürek mülkümüzde. Bir söz düşünün bizim aklımızdan mı kalbimizden mi çıkıyor. Ağzımızdan çıkan her kelime her cümle bizim neremizden çıkarsa, karşımızdaki kişinin orasında yer edinir.
Cümlelerimiz bizim en büyük kozumuzdur. Çünkü Allah insanı iddiasından vurur. Yani saniye sonramızda varlığımıza delilimiz yokken yaşantımız, yaşayacaklarımız hakkında kesin hüküm vermemiz gereksiz bir hamledir. “Sen küçük bir çocuğu anlayacak, ona laf anlatacak kadar ne zaman küçülürsen, o zaman büyük insan olursun” demişti bir büyüğüm. Kimse kibrin, nefsin kölesi olacak kadar küçülüp, büyüklük taslamamalıdır. Zira bu kendi iyiliğimiz için naçizane bir öneri.
Her insan hata yapar amma velakin hatadan sonraki tavrımız bizi tayin eder. Bu nokta bizi arşa da çıkarabilir yerin dibine de batırabilir. Nefsimizi terbiye ederek, ölmeden önce ölmeye meyil verirsek, niyetimiz halis olursa neden kurtulanlar safında olmayalım ki?
Asırlar öncesinde yapılan manidar bir dua ile sonlandırayım yazımı".İhtiyaçlarımızın acilliğine göre tezce tecelli eder Rabbimiz deniliyor. Şöyleki; Mal ve mülk gayretimize göre verirsin, kıyafet gücümüzün yettiğince, yemek-içmek dayandığımız noktada, su varlığımız üzerine her yerden verirsin, hava olmazsa olmazımız anında veriyorsun. En çok en acil rahmetine muhtacız Allah'ım inşaallah tezce tecelli edersin.
Dua ile kalın vesselam.