Seni öldürmeye gelen sende dirilmeli. Cenab-ı Hak Nebi Davud aleyhisselama buyurmuş. "Ya Davud, zatıma iman ve itaatten uzaklaşmış bir kulu bana getirmen, benim için insanların ve cinlerin ibadetlerinden daha sevimlidir." Evet,Aziz davetçi bu hitab aynı zamanda sanadır.
Allah kuluna kafi değil mi? (Zümer/36)
Tek yol var sana çizilen, senden önce seni düşünen ve yöneten zira kendine çeken. Huzur için yalnızlığı şeç ama yalnız olmadığını bil. Kendini baki olana değil, ezelden - ebede giden yola adamış gibi tevekkül çemberinde yaşamanın adıdır. Ey Allah'a davet eden kardeşlerim! Ey Sünnet-i Seniyyenin Hizmetkarları; her bir ahiret yolcusu insanların kendi nam ve hesabına alamadığı tedbirleri, yine onların namına sizler almalısınız. İmanlarını takviye, Salih amelleri ifa, hakkı tebliğ ve sabrı tavsiye ile ahiretlerine medet vermek sizin en önemli vazifenizdir. Çünkü siz Allah'ı ve dinini sevdirmekle muvazzafsınız.
Allah'ı razı etmek için"Gelse celalinden cefa yahut kemalinden safa, ikisi de cana vefa, kahrında hoş lutfun da hoş "deyip Allah'ı hatırlayarak, hamd ve hizmete devam etmeliyiz. Hem içimizde bir nebze bile hislerin en zararlısı nefret ve öfke varsa" Ne kahr-ı dest-i a'dadan ne de lutfu aşinadan bil. Umurun hakka tefviz et. Cenab-ı Kibriya'dan bil. "Değerlendirir ve ham maddeyi ele alırsak rıza makamına çıkmak için sabrediniz. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
Kurtuluş ise sıkıntılara müptela olanlara verilir. Muhakkak her zorlukta saklı bir kolaylık vardır.
" Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var. (İnşirah/5-6)" Muhatabımıza hidayet verilmesini isterken; Allah'a mahiyet ve acz içinde ihlasla hareket etmeliyiz. Hidayet yazılmış, ama vakti gelmemiş olabilir. Bu sebeple mak-sad hasıl olana denk ümidimizi kesmemeliyiz. Bilelim ki ümid rızaya Cennete; yeis ise Cehanneme götürür. Ashab-ı Kiram'ın Kudsi bir özelliği olan isar hasletine sahip olmak istiyorsan evvela kardeşlerini düşün. Fena fil ümmet düsturuyla hayrı anlatmanın ecri; şerri anlatmanın ise mesuliyeti vardır. Hayrı anlatmak ve davet etmek ilimle olur. İlmin girdiği her yer, nizama girer. Hem ilimiz davetçi, cephanesiz askerler gibidir. Bizim omuzladığımız dava büyük ihmale gelmez.
Ferman-ı Muhkem 'in ihbarıyla lüzumsuz işlerle meşgul olanlar mahşerde azabın dehşetini görünce "_ya leyteni kuntu turabe _keşke ben toprak olsaydım" derler.Sonuçta nefsani afetler; Allah'a davet hizmetinden sizi geri bırakmakla kalamaz helak da edebilir. İspat için hassasiyeti korumalıyız. Huzur ve saadet kanaattedir. Kanaatkarane yaşayan zilşqt ve mihnet çekmez. Rızkı helalinden temin için çalışmak ibadettir, fakat ibadeti bırakmaya mazaret olamaz. İbadetlerimizi takipte ehl-i tertip olalım ve ihmal etmeyelim.
Dua ile kalın, vesselam
Yazı başlığındaki fEraset kelimesi seyis anlamında, doğrusu fİraset olmalı. Firasetli bakış anlamında.