Anasayfa
  • Gündem
  • Dünya
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Magazin
  • Spor
  • Sağlık
  • Kültür-Sanat
  • Bilim ve Teknoloji Eğitim Yerel Asayiş Genel Çevre
  • Ara
SON DAKİKA:
00:43
Kahramanmaraş’ta pamuk yüklü kamyon alev aldı
00:37
Kahramanmaraş’ta yaşlı adam evinde ölü bulundu
00:29
Elbistan’da kulübede ölü bulundu
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Ramazan Yumşak
  3. Şehir ve Medeniyet 2
14 Aralık 2019 - 11:22

Şehir ve Medeniyet 2

14 Aralık 2019 - 11:22
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Şehir ve Medeniyet 2
Ramazan Yumşak

Daha önceki yazımızda şehir ve medeniyet arasındaki ilişkiden bahsetmiştik. Bugün de: Günümüzdeki şehirlerin durumu ve şehirlere bakış açımız,şehirli olmak ile şehirleşme arsındaki fark ve kalabalık yığınlar ile şehir olmak arasındaki farkları,ayrıca şehirleşme oranımızın yüksek olması ile medeniyet arasındaki ilişkiden bahsetmek istiyorum. Ayrıca 81 ilimizin oluşu, büyükşehir sayısının 30’a yükselmesi ve köylerin mahalle yapılması bizi şehirli daha doğrusu medeni kılıyor mu? Gibi soruların da cevabını arayacağız.Evet, maalesef Cumhuriyetin ilk yıllarındangünümüze kadar şehirlerimiz içler acısı bir durumda olmuştur. Cumhuriyeti kuranlar devleti kurmak vedevrimlerle işin bittiğini ve medeniyetin geleceğini zannetmiş olacak ki şehirlere el atmamış.Bu büyük yanılgınında farkına varamamışlar. Bu nedenle Cumhuriyet kendine ait bir şehir kültürü ve medeniyet oluşturamamıştır. Devrimlerle, insanların dış görünüşündedeğişimler yapılmaya çalışılmış ama şehirleşme adına büyük planlar yapılmamıştır. O dönem Medeniyeti ya da modern şehri;‘Camisiz şehir’ algılayanKemalistler bile çıkmıştır. Bu dönemde bir taraf medeniyeti dinden uzaklaşmaya odaklarken, diğer taraf dine ve tarikatlara yakınlaşmaya bağlamış. Ama sonuç ortada…

Şehirleşme adına gereken adımlar atılmadığı ve yeni modern şehir planları çizilmediğiiçin şehirlerimiz büyümüşapartmanlar artmış ama bu büyüme ev sayısının artmasından öteye gidememiştir. Şehirleşme,herkesi şehre yığma veya apartmanlaşma olarak anlaşılmış. Hattakentleşmeyi arttırmak için köyler mahalleye dönüştürülmüş, il sayısı arttırılarak 81’e, büyükşehir sayısı da 30 çıkartılmıştır. Her ne kadar insanları şehirlere yığsak ve şehir sayısını arttırsak da şehir kültürü edinilemediği için kentleşme ve şehir kültürü geliştirilememiştir. Büyükşehirler büyük köyler olarak gelişmişve büyümüş. Şehirleşme ve gelişme 1990’ların sonuna doğru artmaya başlamış ancak bu sefer de Apartmanlaşma ve yüksek bina dikme şehirleşme ve medeniyet olarak algılanmıştır.Apartman yapmak ile apartmanda yaşamak şehirleşme olarak görülmüş ve hızla apartmanlaşma yarışı başlamıştır.

Oysa medeniyetin gelişmesi ve toplumun menfi yönde değişmesi için şehirlerinbüyümesi değil şehir kültürünün gelişmesi ve özümsenmesi gerekiyordu.Bu kültürün edinilmesi için ise uzun zamanlara ihtiyaç vardır. Şehir hayatının yerleşmesi ve şehirli olma bir kültür işidir. Bu nedenle yüzlerce yıllık bir bilgi ve yaşam birikimi ister. Bu süre insanları yetiştirecek ve şehir kültürü edinilmesi sağlanacaktır.

Günümüzde şehir kültürü olmadığı için;

Şehirleri güzelleştirme adına atılan adımlar sırf yapıldı olsun diye yapılmakta, iyi düşünülmediği için belli bir zaman sonrayıkıma veya değişime uğramaktadır. Şehir kültürü yoksunluğuna hızlı nüfus artışını da eklediğimizde şehirlerimiz çilehaneye dönmektedir. Hala gelişi güzel ve rast gele yapılar yapılmakta şehirlerin hafızası ve kimliği olan tarihi yapılar eski harabeler olarak görülmekte, onlaryıkılıp yerine yenileri dikilmektedir. İşte medeniyetsizliğin en büyük göstergelerinden biri olan eski tarihi yapıları yıkıp yok etme dürtüsü bizlerde hala yaşamakta ve bu dürtü şehirlerimizdeki eserlerin bir bir yok olmasına neden olmaktadır. Sanata ve tarihe önem vermek yerine dış görünüşe önem verildiği içinbu binaların tarihteki misyonu, antika veya tarihi değeri yerine onun rantına bakılmaktadır. Böylece bu nadideeserler çok kolay yıkılıp yerine yenileri dikilmektedir. Kültürsüz insanların özelliği olan çok para elde etme ve kazanma hırsı;kültürü, tarihi ve medeniyeti yok etmekte,çarpık kentleşmeyi hızlandırmaktadır.

Şehirlerimiz gelecek ve geçmiş dikkate alınarak planlanmadığı için düzen ve intizam olmamakta yeni yerler bile plansız kentleşmeyedaha doğrusu yapılaşmaya kurban gitmektedir. Müteahhitler ve siyasetçiler el birliği ile şehirleri katletmekte ve şehirlerin (az da olsa var olan) dokuları tamamen yok edilmektedir. Özellikle (rant için) yüksek bina dikme modası ile her yer çok katlı ve plansız büyümekte çok katlılık gelişme ve ilerleme kriteri olarak görülmektedir. Bu çok katlılıkta bile bir düzen kurulamamış, kimi üç -beş, kimi on -onbeş katlı yapılarak burada daçirkinliğin alası sergilenmiştir. Alt yapısı yapılmayan ve yeterli olmayan şehirlerde normal doğal olaylarbile doğal felakete dönüşebilmektedir.

Maalesef bir devlet kurumu olan TOKİbu çarpık yapılaşmada başı çekmekte yapıları çok katlı ve şehrin mimarisine uygun olmayan şekilde yaparakşehir katliamına en büyük katkıyı yapmaktadır. Her şehre aynı mimari uygulanarak şehir kültüründen ve ruhundan anlamamanın resmi sergilenmektedir.Zira şehir kültürü olan memleketler binalarşehrin dokusuna, tarihine ve ruhuna uygun yapılmakta, yüksek binalar belli noktalara yığılmaktadır. Bu binalarabelli bir düzene ve yere göre müsaade edilmektedir. Bu işten anlamayanlarda ise tek katlılar ile çok katlılar birarada tutularak kent kültürü, kentin dokusu ve ruhuyok edilmektedir. 

Şehirleşme kültürünü yakalayamadığımız için medeniyeti de yakalayamıyoruz. Bu nedenle şehirlerimizin her birinden binşikâyet geliyor. Yollar yapıldıktan birkaç gün sonra kazılıyor, parkeler yerleştirildikten birkaç sene sonra yenilenme adına sökülüyor, yeni düzenlenen yollar şehrin ruhuna ve kültürüne uygun olmadığı için yeniden yapılıyor. Daha sayamayacağım onlarca binlerce basit ve bariz hatalar şehirleri mahvediyor ve mahvetmekle kalmayarak milli servetimizin heba olmasına neden oluyor.

Bu kısır döngüler kimseye fayda sağlamadığı gibi(çıkarcılar hariç) milli servetede zarar vermektedir. Bu kötü durum hem halkın rahatsız edilmesine hem şehirlerin yap- boztahtasına dönmesine hem de israfa neden olmaktadır. Bu gidişata dur demediğimiz müddetçe de böyle gidecektir. Halk olarak ilk işimiz; şehrin dokusundan ve mimarisinden anlamayanları yönetimden uzaklaştırmak ve yerlerine anlayanları getirmek olmalıdır.

Hataları düzeltmek adına, ucube yapıların yıkılmasına sevinelim mi yoksa boşa giden paralara üzülelim mi? Bunu bile bilmiyoruz. Peki, fuzuli harcamayı yapanlara soruşturma açılmamasına ne diyelim?

Eskiyi yık yeniyi dik anlayışındakiler,

Çok katlı apartmanı medeniyet zannedenler,

Tarihi mekânlara yeni binalar dikip çevreyi kirletenler,

Yaptık olmadı yenisini yapalım diyenler,

Olduğu sürece ve bu kafa değişmedikten sonra biz medeniyet trenini daha çok seyrederiz.

TaaaKars’taki heykeli görüp ucube diye onu yıktıran siyasiler, şehirleri katleden sayısız ucube apartmanları ve yapıları ne zaman görecek?

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Halil Hoca Afganistan'a Mustafa Öztürk Almanya'ya Komünistler Moskova'ya Başörtülüler İran'a - 02 Ağustos 2022
  • Kadriye Çalık Lisesi civarına üst geçit yapmak için birilerinin ölmesini mi bekliyoruz? - 07 Temmuz 2022
  • Diyanete bir soru: Kilosu belli kurban olur mu? - 04 Temmuz 2022
  • Kahramanmaraş Edebiyat Değil Dondurma Şehridir (Nokta) - 22 Haziran 2022
  • Arsan Kavşağı Çile Kavşağı Olmaya Devam Ediyor Daha da Edecek Gibi - 14 Mart 2022
  • Geç Kalınmış Ama Güzel Bir Proje Meslek Liseleri ve Çıraklık Eğitim - 13 Şubat 2022
  • AİHM kararları hoşumuza gitmese de o bir üst mahkemedir - 09 Şubat 2022
  • Dört kişilik bir aile 150 KW'tan fazla elektrik kullanıyorsa bu nasıl indirim oluyor? - 25 Ocak 2022
  • Devlet Çalışanın Sendika Parasını Ödemesin - 19 Ocak 2022
  • Ölüm Önce Adımızı Alır - 03 Ocak 2022
  • Son Anketler ve CHP'nin Helalleşme Politikası - 20 Aralık 2021
  • Maraş'ı Cazibe Merkezi Yapamadık Bari Narlı'yı Ticaret Merkezi Yapalım - 13 Aralık 2021
  • Hz. Ali'yi Seviyorum Ama Alevi Değilim - 08 Aralık 2020
  • Pozitif Ayrımcılığın Diğer Ayrımcılıklardan Ne Farkı Var? - 16 Eylül 2020
  • Ey Diyanet Ey Müftülükler Dindarı Faiz Değil Altın Ve Döviz Eziyor - 01 Eylül 2020
  • İnsanlığın Ortak Mirası: Ayasofya - 13 Temmuz 2020
  • Havalimanı: Önce Güçlü Bir Alkış Ve Sonra Güçlü Üç Eleştiri - 08 Temmuz 2020
  • Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı Bize Ne Anlattı - 22 Mayıs 2020
  • Şehir ve Medeniyet 3 - 12 Mayıs 2020
  • Homoseksüellik veya Eşcinsellik ve Diyanet İşleri Başkanının Sözü - 29 Nisan 2020
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
Köşe Yazarları
Halil Hoca Afganistan'a Mustafa Öztürk Almanya'ya Komünistler Moskova'ya Başörtülüler İran'a
Ramazan Yumşak
Halil Hoca Afganistan'a Mustafa Öztürk Almanya'ya Komünistler Moskova'ya Başörtülüler İran'a
Siz, O Filmi 'Külahıma Anlat'ın
Kenan Onaran
Siz, O Filmi 'Külahıma Anlat'ın
Bana Gelen Kitaplar
Mustafa Okumuş
Bana Gelen Kitaplar
Üslubumuza Zeval Geldi
Selma Dolgun
Üslubumuza Zeval Geldi
Çok Okunan Haberler
Kahramanmaraş’ta en acı fotoğraf: Yan yana toprağa verildiler
Kahramanmaraş’ta en acı fotoğraf: Yan yana toprağa verildiler
Kahramanmaraş’ta trafik kazası: 8 yaralı
Kahramanmaraş’ta trafik kazası: 8 yaralı
Ülkü Ocakları'nın Aşure İkramına Yoğun İlgi
Ülkü Ocakları'nın Aşure İkramına Yoğun İlgi
Ana Sayfa
Gündem
Dünya
Siyaset
Ekonomi
Magazin
Spor
Sağlık
Kültür-Sanat
Bilim ve Teknoloji
Eğitim
Yerel
Asayiş
Genel
Çevre
Foto Galeri
Video Galeri
Köşe Yazarları
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Magazin
  • Sağlık
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Kişisel Verilerin Korunması
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Safransoft