Dünyada hakkı ödenmeyen bir insan varsa oda annedir .Çünkü annenin çocuğu üzerinde o kadar çok hakları vardır ki, bunların birisini ödemek bile mümkün değildir.
Adamın birisi peygamber efendimize gelerek, şöyle dedi; “ Ya Resulullah, ben annemi sıcak bir günde sırtıma aldım. iki fersah yol yürüdüm. Hava o kadar sıcaktı ki bir et parçası yere düşse hemen pişerdi. Acaba onun hakkını ödemiş oldum mu?
Peygamber Efendimiz şu cevabı verir. “senin bu hizmetin , onun bir doğum sancısını belki karşılar.”buyurur.
İslam dininin temel kaynakları olan ayetler ve hadis-i şerifler ışığında anne ve baba hakkına riayet konusunda verilen emirleri okuyucularımızın dikkatlerine sunmak istiyoruz:
“Biz, insana, ana-babasına iyilik etmeyi emrettik.” (Ankebut)
“Rabbin, yalnız kendisine tapmanıza ve ana-babaya iyi davranmanıza hükmetmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi senin yanında kocayacak olursa, onlara ‘ÖF!’ bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve ‘Rabbim küçükken beni büyüttükleri gibi, sen de onlara acı’ de.”
“Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur.
“(Ana-babasını dine uygun hizmetleriyle razı eden Allahü teâlâyı razı etmiş olur onları gazaplandıran Allahü teâlâyı gazaplandırmış olur.)
“Ana-babası yanında ihtiyarladığı halde [rızalarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtsün.
“Anneye hürmet ve hizmet babadan önce gelir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.)
“Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.
“Ya Resulallah annem müşriktir. Ona iyilik etmem caiz midir? diye sorana (Evet annene iyilik ve ihsanda bulun!” buyruldu.
“İyilik etmek. Ana-babaya iyilik ve ihsan evlada farzdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Ana-babasına iyilik eden evlat Peygamberlerle beraber Cennete girer.)
“Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun rızkı bereketli olur.”
“Ana-babanıza ihsan ederseniz çocuklarınız da size ihsan eder.”
“Asi olmamak karşı gelmemek. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Ana-babaya karşı gelmek büyük günahtır.”
“(Ana-babasına asi olan Cennete giremez.” [Nesai]
“De ki: ‘Gelin, size Rabbinizin haram kıldığı şeyleri anlatayım. O’na hiçbir ortak koşmayın. Ana-babaya iyi davranın.”
“Biz insana, ana-babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Zira annesi onu (karnında) güçlükle taşımış ve güçlükle doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Sonunda (büyüyüp) olgunlaşıp da kırk yaşına varınca: ‘Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin hoşnut olacağın yararlı işler yapmamı sağla; soyumu da (iyi insanlar) yap. Ben sana yöneldim; ben kendimi sana verenlerdenim’ der.”
“Rabbimiz! Hesabın görüleceği günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.”
“Sana ALLAH yolunda mallarını neye harcayacaklarını sorarlar De ki: ‘Vereceğiniz nafaka anne baba en yakınlar öksüzler yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız ALLAH onu muhakkak bilir.” (İbrahim Suresi/ 41)
“Ey Rabbimiz hesabın görüleceği kıyamet günü beni annemi babamı ve bütün müminleri bağışla!” (İsra Suresi/ 24)
“İkisine de merhametle tevazu kanatlarını indir Ve şöyle de: ‘Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi sen de kendilerine merhamet et’
Bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelip, şöyle dedi:
“Ey Allahın Resulü! Kendisine iyilik yapmaya kim daha lâyıktır?’
“Annen, sonra annen, sonra baban, sonra yakınlık derecelerine göre diğer yakınların,” buyurdu.
Cahime dedi:
“Ey Allahın Resulü! Harbe katılmak istiyorum, sana danışmaya geldim.”
“Annen var mı?”
“Evet.”
“Onun yanından ayrılma! Çünkü cennet, onun ayakları altınındadır.”
Allah Resulü (s.a.v) buyurdu:
Esma: Peygamber (s.a.v) sordum:
“Müşrik olan annem yanıma geldi. Ona yardım edeyim mi?”
“Evet. Annene yardım et!” buyurdu.
Bir adam Peygamber(s.a.v) dedi ki:
“Ey Allahın Resalü! Çok büyük bir günah işledim, acaba tövbe edebilir miyim?”
“Annen var mı?” buyurdu.
“Hayır.”
“Teyzen var mı?”
“Evet.”
“Öyleyse ona bir iyilikte bulun!” buyurdu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün oturuyordu. Sütbabası geldi. Ona hemen elbisesinin bir tarafını serdi. Sütbabası onun üzerine oturdu. Sonra sütannesi geldi. Elbisesinin öbür tarafını da ona serdi. O da onun üzerine oturdu. Sonra sütkardeşi geldi. Peygamber(s.a.v) (sallallahu aleyhi ve sellem) hemen ayağa kalktı, onu önüne oturttu.
Allah Resulü (s.a.v) buyurdu:
“Ana babasına iyilik yapana ne mutlu! Allah onun ömrünü artırsın!”
Allah Resulü (s.a.v) buyurdu:
Yukarıda meallerini sunduğumuz ayet-i kerime ve hâdis-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere, Müslümanlar için her gün “ANNELER GÜNÜDÜR.” Amma, madem yıl içinde böyle bir gün özelleştirilmiş, o halde, Annenize hediye almak mı istiyorsunuz, elbette alınız. Ancak unutmayınız ki, annelerin istediği hediye değil, yılın 365 gününde de çocukları tarafından hatırlanmak ve sevilmektir.
İşte, din-i İslâm ve işte ana-baba haklarına verilen önem. Yılda bir gün değil, yılın her günü…