DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Uzman Klinik Psikolog Seda Kurt, ebeveynlerin karnesindeki notlar
yüzünden endişe duyan çocuğa önce ne hissettiğini sorması gerektiğinin altını
çiziyor. Çözüm üretmeden önce çocuğun aklındaki çözümün dinlemesinin daha
faydalı olacağını belirten Kurt, “Bu notların sorumluluğunu çocuğunuzun
almasına izin vermelisiniz ki bunu değiştirecek güce sahip olduğunu fark etsin”
diyor.
Karne günü gelip çattığında bazı çocuklar mutlu olurken
bazıları ise düşük notları yüzünden karne stresi yaşıyor. Karne almak çocuk
için büyük bir soruna dönüşebildiği gibi, birçok çocuk da ebeveynleriyle düşük
notlu bir karneyi paylaşmaktan korkuyor. İşte bu noktada ebeveynlerin davranış
ve tutumları büyük önem taşıyor. Çünkü bu davranışlar çocukta “Başarısızım”
algısı yaratarak daha sonraki dönemlerde ders çalışma motivasyonunu,
dolayısıyla da okuldaki başarısını doğrudan etkiliyor. Peki ama çocuklarının
karne notların beklentinin altında kalan ebeveynler, çocuklarıyla nasıl bir
dille iletişim kurmalı ve bu soruna yönelik nasıl adımlar atmalı? Bu sorunun
yanıtını DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Klinik Psikolog Seda Kurt
veriyor.
Sorunu çözmek için
ilk adımı çocuğunuzla konuşarak atın
Ebeveynlerin öncelikle çocuklarına karnesiyle ilgili fikrini
sorması gerektiğini söyleyen Kurt, çocuğun bu konudaki duygu ve düşüncelerinin
çok değerli olduğunun altını çiziyor. “Çocuğun size söyleyecekleri sayesinde
kaygı yaşayıp yaşamadığını, bu durumu önemseyip önemsemediğini anlamanız
kolaylaşır. Bu da size aslında daha en baştan, notların nedenini açıklar” diyen
Kurt, ebeveynlerin sorunun nedenini tahmin etmeye çalışmak yerine çocuğun kendi
kelimeleriyle anlatmasına izin vermesi gerektiğine dikkat çekiyor. Sorunu
çözüme kavuşturacak adımların ancak bu şekilde atılabileceğini belirten Kurt,
şunları söylüyor: “Sorunu anladığınızda bir süre daha çocuğunuza yansıtma
dilini kullanarak çocuğunuzun açılmasını sağlayabilirsiniz. Aslında bu kısımda
amaç farkındalık oluşturmak, çocuğun kaygısını azaltmasını ve size güvenmesini
sağlamaktır. Unutmayın karne notlarının sahibi çocuğunuzdur, siz değilsiniz! Bu
notların sorumluluğunu da çocuğunuzun almasına izin vermelisiniz ki bunu
değiştirecek güce sahip olduğunu fark etsin.”
Yansıtma dilinden
faydalanabilirsiniz
Peki, bu yansıtma dili nedir? Uzman Klinik Psikolog Seda
Kurt, bu kavramı şöyle açıklıyor: “Yansıtma dili çocuğa duygusunun ve
davranışının veya sözlerinin ona somut olarak yansıtıldığı veya aynalandığı dildir.
Bu dili her zaman herhangi bir sorunla karşılaştığınızda da kullanabilirsiniz.
Örneğin çocuğunuz size üzgün bir ifadeyle “Karne notlarım çok düşük” dedi. Siz
de yansıtma dilini kullanarak “Karne notlarının düşük olması seni üzüyor”
diyerek herhangi bir yorum ya da telafi çabasına girmeden sessizce çocuğunuzun
kendini ifade etmesine izin verebilirsiniz. Bu dil aynı zamanda çocuğunuza onu
anladığınızı ve birlikte yargılanmadan çözüm üretebileceğinizi hissettirir.
Ebeveyn olarak yansıtma dili kullanarak çocuğunuzun açılmasına ve duygu ve
düşüncelerine ifade etmesine izin verdikten sonra çözüm aşamasına geçersiniz.
Çözüm üretmeden önce çocuğunuzun aklındaki çözümü dinlemelisiniz. “Aldığın bu
notlardan memnun değilsin ve çok üzgünsün, peki bununla ilgili aklında nasıl
bir çözüm var?” diyerek çocuğunuzun çözümü düşünmesine ve ifade etmesine izin
vermelisiniz. Unutmayın ki, kendi içimizden gelmeyen ve dayatma olan çözümü
benimsememizle, başkasının -ki bu ebeveynimiz de olsa fark etmez- çözümünü
içselleştirip uygulamamız arasında her zaman farklılıklar olur.”
Çocuğunuza zaman
tanıyın
Çocuğun zihninde herhangi bir çözüm ya da gerçekçi bir çözüm
olmayabileceğini hatırlatan Kurt, bu noktada çocuğa zaman tanınabileceğinin
altını çiziyor. “Amaç çocuğunuzun en doğru cevabı kendisinin bulması değil,
öncesinde biraz düşünmesini ve bunun çözümünün olduğunun farkına varmasıdır”
diyen Kurt, bu dönemde ebeveynlere düşen görevin çocuğun gerçekten bilişsel ya
da duygusal olarak desteklenmesi gerekip gerekmediğini kontrol edebilmek ve
gerekirse bu noktada bir psikologdan destek almak olduğunu ifade ederek
sözlerini şöyle sürdürüyor: “Örneğin; eğer çocuğunuzda öğrenme güçlüğü gibi bir
sorun varsa bununla ilgili birinci sınıfın sonunda tanının konması ve gerekli
çalışmalarla desteklenmesi için çalışmalara başlanması önemlidir. Dürtüsellik
gibi ya da kaygı gibi bir sorunu varsa bununla ilgili de oyun terapisi
desteğiyle süreci destekleyebilirsiniz. Unutmayın ki bu süreci çocuğunuz ya da
siz tek başınıza yönetemezsiniz ve uzman desteği almalısınız. Çocuğunuza hangi
notları alırsa alsın yanında olduğunuzu ve onunla gurur duymaya devam
ettiğinizi söylemeli ve göstermelisiniz. Yanında sizin varlığınızı
hissettiğinde bu sorunla baş etmesi kolaylaşacaktır. Bu notların hayatın
merkezinde ve geri dönüşsüz bir sorun olduğunu hissettirmeyin. Eğer bu durumu
sadece çözülmesi gereken bir sorun olarak görür ve hayatın sadece bir parçası
olarak değerlendirirseniz, çocuğunuzun da sorunu çözmekle ilgili adım
atabilmesi kolaylaşır.”
Ebeveynler gerçekçi
ve çözüm odaklı hareket etmeli
Ebeveynlerin tatil sürecinde çocuğuyla birlikte bir planlama
yaparak çözüme destek olabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Kurt,
sözlerini şöyle sürdürüyor: “Örneğin birlikte bir ders programı çıkarabilirsiniz.
Gerekirse özel ders desteği planlayabilir ve yeni eğitim-öğretim yılı
başlamadan önce çocuğunuzun zorlandığı derslerle ilgili yol alabilirsiniz.
Unutmayın, çocuğunuzla daha nice karneler alacak ve birlikte o notları
değiştireceksiniz. Bugün yapamadığı birçok soruyu zamanla yapabildiğini görecek
ve şaşıracaksınız. Bu nedenle ebeveyn olarak acele etmeyin ve zamanı sağlıklı
değerlendirerek, gerçekçi ve çözüm odaklı hareket edin. Sizin duygularınızı
yönettiğiniz bir süreç, çocuğunuzun da duygularının farkına varmasını
sağlayacak ve o duygularla baş etme becerisini destekleyecektir.”
YORUMLAR