Rızvanoğlu şu açıklamayı yaptı:
‘Akbelen’i öldürür’
“Muğla Akbelen ormanlarında ağaç katliamı yapılmak isteniyor. Yaklaşık 250 gündür devam eden tepkiye bir de yönetmelik değişikliği eklendi. Buradaki vatandaşımız zaten ormanlarını korurken şimdi bir de zeytinlikler ile ilgili bir süreç içine girdiler. Madencilik için ormandaki zeytinliklerin kesilmesi büyük bir tahribata neden olur, Akbelen'i de öldürür. Böyle bir yaklaşımın ve hareketin sonu Akbelen'i öldürmek ve çevrede geri dönüşü olmayan büyük tahribatlara yol açmaktır.”
‘Ağaç katliamına müsaade etmeyiz’
“Siyasi iktidarın çevreye karşı yaklaşımı da vicdandan yoksun. İktidar maalesef zeytinliklere, ormana, yeşile karşı gözü dönmüş girişimlerde bulunuyor. Vatandaşımız gece gündüz demeden yaklaşık 250 gündür ormanlarımızı koruyabilmek için burada Akbelen’de nöbet tutuyorlar. Bu konunun başını kadınlar çekiyor. Zeytinliklerin kesilmesini ağlayarak anlatan kadınlar bu muameleyi hak etmiyorlar. Zeytinliklerin, ormanların yok edilmesi demek geleceğimizin yok edilmesi demektir. DEVA Partisi olarak biz asla böyle bir kıyıma, ağaç katliamına müsaade etmeyiz.”
‘İklim krizi ile mücadele döneminde kabul edilebilir değil’
“Dünyanın gündeminde iklim değişikliği ile mücadele yoğun bir şekilde devam ederken biz kendi topraklarımızda karbon yutak alanlarımızı nasıl artırırız diye düşünürken, hükûmetin yetersiz politikaları ile gözümüzün önünde ağaçlar kesilmekte ve her yıl binlerce orman alanlarımız yanmaktadır. Çölleşme ile mücadelede, sera gazı salımını azaltan güçlü bir doğal yutak alanı olan zeytinliklerimiz ve ormanlarımız kendi vatandaşımız tarafından nöbet tutularak korunurken, gıdanın ve özellikle de zeytinyağının çok kıymetli olduğu böylesi bir dönemde hükûmetin buna duyarsız kalması kabul edilebilir değil.”
‘Konunun takipçisiyiz’
“Zeytinliklerin yok edilmesine ilişkin bu “gözü dönmüş” girişimin ilk kez yaşanmadığını da hatırlatmak isteriz. Daha önce de bu konuda bir yönetmelik değişikliği yapılmış ve Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Benzer yöndeki kanun teklifleri ise siyaset, sivil toplum ve kamuoyundan gelen yoğun tepkiler sonrasında geri çekilmiştir. Dolayısıyla, hukuka aykırı olmasına ve toplumsal tepkilere rağmen bu tutum iktidar tarafından ısrarlı bir şekilde sürdürülmektedir. Çıkan yönetmeliğin iptali ile ilgili olarak davamızı Danıştay’a geçtiğimiz günlerde açtık. Konunun takipçisi olacağız.”
‘Hem gelişim hem doğanın korunması mümkün’
“Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin kömürden çıkış için net tarihler verdiği günümüzde temiz enerji ve bunun üretimi çok önemli. Yeni çözümler üretmemiz şart. DEVA Partisi, Türkiye’nin gelişimine gönül vermiş bir parti. Bu gelişim için sanayi yatırımları, altyapı yatırımları ve enerji santralleri elzem. Ancak biz bu yatırımları yaparken doğada geri dönülmez zararlar verilmesine karşıyız. Batı ülkelerinde olduğu gibi hem gelişim hem doğanın korunmasının yan yana olabileceğini biliyoruz.”
‘Akbelen’i öldürür’
“Muğla Akbelen ormanlarında ağaç katliamı yapılmak isteniyor. Yaklaşık 250 gündür devam eden tepkiye bir de yönetmelik değişikliği eklendi. Buradaki vatandaşımız zaten ormanlarını korurken şimdi bir de zeytinlikler ile ilgili bir süreç içine girdiler. Madencilik için ormandaki zeytinliklerin kesilmesi büyük bir tahribata neden olur, Akbelen'i de öldürür. Böyle bir yaklaşımın ve hareketin sonu Akbelen'i öldürmek ve çevrede geri dönüşü olmayan büyük tahribatlara yol açmaktır.”
‘Ağaç katliamına müsaade etmeyiz’
“Siyasi iktidarın çevreye karşı yaklaşımı da vicdandan yoksun. İktidar maalesef zeytinliklere, ormana, yeşile karşı gözü dönmüş girişimlerde bulunuyor. Vatandaşımız gece gündüz demeden yaklaşık 250 gündür ormanlarımızı koruyabilmek için burada Akbelen’de nöbet tutuyorlar. Bu konunun başını kadınlar çekiyor. Zeytinliklerin kesilmesini ağlayarak anlatan kadınlar bu muameleyi hak etmiyorlar. Zeytinliklerin, ormanların yok edilmesi demek geleceğimizin yok edilmesi demektir. DEVA Partisi olarak biz asla böyle bir kıyıma, ağaç katliamına müsaade etmeyiz.”
‘İklim krizi ile mücadele döneminde kabul edilebilir değil’
“Dünyanın gündeminde iklim değişikliği ile mücadele yoğun bir şekilde devam ederken biz kendi topraklarımızda karbon yutak alanlarımızı nasıl artırırız diye düşünürken, hükûmetin yetersiz politikaları ile gözümüzün önünde ağaçlar kesilmekte ve her yıl binlerce orman alanlarımız yanmaktadır. Çölleşme ile mücadelede, sera gazı salımını azaltan güçlü bir doğal yutak alanı olan zeytinliklerimiz ve ormanlarımız kendi vatandaşımız tarafından nöbet tutularak korunurken, gıdanın ve özellikle de zeytinyağının çok kıymetli olduğu böylesi bir dönemde hükûmetin buna duyarsız kalması kabul edilebilir değil.”
‘Konunun takipçisiyiz’
“Zeytinliklerin yok edilmesine ilişkin bu “gözü dönmüş” girişimin ilk kez yaşanmadığını da hatırlatmak isteriz. Daha önce de bu konuda bir yönetmelik değişikliği yapılmış ve Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Benzer yöndeki kanun teklifleri ise siyaset, sivil toplum ve kamuoyundan gelen yoğun tepkiler sonrasında geri çekilmiştir. Dolayısıyla, hukuka aykırı olmasına ve toplumsal tepkilere rağmen bu tutum iktidar tarafından ısrarlı bir şekilde sürdürülmektedir. Çıkan yönetmeliğin iptali ile ilgili olarak davamızı Danıştay’a geçtiğimiz günlerde açtık. Konunun takipçisi olacağız.”
‘Hem gelişim hem doğanın korunması mümkün’
“Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin kömürden çıkış için net tarihler verdiği günümüzde temiz enerji ve bunun üretimi çok önemli. Yeni çözümler üretmemiz şart. DEVA Partisi, Türkiye’nin gelişimine gönül vermiş bir parti. Bu gelişim için sanayi yatırımları, altyapı yatırımları ve enerji santralleri elzem. Ancak biz bu yatırımları yaparken doğada geri dönülmez zararlar verilmesine karşıyız. Batı ülkelerinde olduğu gibi hem gelişim hem doğanın korunmasının yan yana olabileceğini biliyoruz.”
